1 Haziran 2017 Perşembe

Lipoliz Bölgelsel İncelme

Lipoliz nedir?

Lipoliz etkili bir lokal zayıflama, bölgesel yağ eritme yöntemidir. Uygulamada soyadan elde edilen fosfatidil kolin kullanılır. Önceleri değişik bileşikler şeklinde (lineloik ve oleik asitle hazırlanmış bileşikler) mezoterapi kokteyllerinde çok az miktarlarda kullanmakta iken lipoterapi de saf ve çok miktarda uygulanmaktadır.
Yanında bazı doku canlandırıcı ve kan akışını artırıcı ajanların yanı sıra dokunun sert veya yumuşak, sarkık veya fit olmasına göre de eklenen yardımcı ajanlar değişmektedir. Uygun hasta seçildiğinde liposuctiona yakın sonuçlar aldığından oldukça etkili bir tedavi yöntemidir.
Fosfatidil kolin, yaklaşık 10 yıldır kolesterol düşürücü, tansiyonu kontrol etmeye yardımcı olarak ve felçli hastalarda yine benzer amaçlarla damardan uygulamalarla oldukça yüksek dozlarda kullanılmaktadır. Bu nedenle etkinliği ve güvenilirliği kanıtlanmış ve FDA tarafından onaylanmış bir etken maddedir. Gelişmiş organizmaların hücre zarlarının çoğunda bulunan bir fosfogliseriddir.
Etkisini yağ hücresinin zarının akışkanlığını ve geçirgenliğini artırarak gösterdiğinden ipidik bileşimin hücre dışına çıkışını kolaylaştırır. Sonuçta yağ hücresini normal boyutlara getirerek hatta yağ hücresini yok ederek etkisini gösterir.
Lipoliz hangi amaçlarla kullanılır?
Lipoterapi yağlanmaya bağlı şekil bozuklukları, selülit tedavisi, jinekomasti, lipom ve göz etrafındaki yağların giderilmesinde, gözaltı torbalanmalarında kullanılmaktadır. Yaklaşık beş yıldır kolesterol birikintisi olarak adlandırılan gözaltındaki yağların yok edilmesinde etkili olmuştur. Ayrıca cerrahi yolla yağların çekilmesinden sonra ortaya çıkabilen şekil bozukluklarının tedavisinde de uygulanabilir. Özellikle sellülitin meydana getirdiği portakal kabuğu görünümünün yok edilmesinde çok etkilidir. Erkeklerin sırt yağ birikintilerinin tedavisinde de kullanılır.
Lipoliz hangi bölgelerde etkilidir?
Lipoliz vücuttaki yağlar dışında gıdıyı, çene altındaki yağları ya da gözaltındaki torbaları da azaltabilir. Liposuction yapılması zor olan koltuk altı bölgesinde de oldukça etkilidir. Ayrıca kollar, karın, bel, kalça, basen ve bacak bölgesinde uygulanabilmektedir. Dengeli beslenme uygulandığı ve egzersizle desteklendiği sürece sonuçlar uzun sürelidir.
Lipoliz kaç seans uygulanmalıdır?
Lipolizin kaç seansta başarılı olacağı kişinin kilosuna, yaşına ve vücudundaki yağ miktarına göre değişir. Genellikle sorunlu bölgelere minimum iki ile dört seans uygulanması gerekmektedir. Hastaların yüzde 80'i ikinci seanstan sonra vücutlarındaki değişikliği fark ederler. Her seanstan sonra, vücut doğal yollarla çözülen yağ atıklarını kendi kendine sıfırlar. Çok sık uygulamalarda sonuçta total yağ kaybı ortaya çıkabilir. Yüksek doz uygulamalarda da elde etmek istediğiniz etkiyi aşabilmek mümkündür. Etkiyi gözlemleyerek 4–6 hafta aralıklarla uygulama yapılmaktadır.
Etkinin üçüncü haftadan sonra görülmeye başlandığını, giderek pik yapıp 6 haftadan sonrada devam ettiği gözlemlenmiştir. Asıl etkiyi ikinci seanstan sonra görmek mümkündür. Bu süreden sonra hastalar, incelmenin çevreden de fark edildiğini gözlemleyebilmektedirler. Seans sayısı 4–8 olarak planlanmakla birlikte bunu belirleyen, kullanılan ilaç miktarı ve hedef yağ kitlesinin büyüklüğüdür. Bir seansta da uygulanacak doz miktarı bellidir.
Seanslardan sonra herhangi bir rahatsızlık hissi oluşuyor mu?
O bölgede hafif morarma olabilir. Özellikle ilaç enjekte edildikten hemen sonra, kaşınma, biraz yanma ve kızarıklık olabilir. Ama bunlar birkaç gün içinde kendiliğinden yok olabilmektedir. Aksi durumda doktora başvurmalısınız.
Kimlere Uygun Değildir?
  • 18 yaşından küçük hastalara,
  • Gebe veya emziren kadınlara,
  • Şeker hastalarına,
  • Kanser hastalarına,
  • Karaciğer veya böbrek bozukluğu olan hastalara, mevcut bir infeksiyon geçiren hastalara,
  • İlaç alerjisi olanlara.
Lipoliz nasıl etki eder?
Bu tedavi yöntemi vücuttaki bölgesel yağ birikimlerini deride gevşemeye yol açmadan yok edebilmektedir. Çünkü doğal yollardan yağ yakılımını artırmaktadır. Beklenilen kozmetik sonuçlar 4–8 seans arasında gerçekleşmektedir.

Beta HCG (Zayıflama Aşısı)



Beta HCG (Zayıflama Aşısı) 

Daha ince ve zarif bir görünüm gibi estetik amaçlı kullanımın ötesinde, kiloya bağlı ortaya çıkan yüksek tansiyon, tip 2 diyabet gibi hastalıkların tedavisinde de yardımcı olarak kullanılan "Beta HcG mucizevi bir zayıflama yöntemi değil. Ama hormonun vücutta yarattığı etki ile kişiler, ilk ay vücut ağırlığının yüzde 10'undan başlayarak rahatça kilo verebiliyor ve çok daha sağlıklı bir yaşama adım atıyor"


ORTA TEMPODA YÜRÜYÜŞ


-Diyet ve spor mutlaka öneriliyor mu?


Diyet var ama spor konusunda çok zorlanmıyor insanlar. Haftada 4-5 gün orta tempoda bir yürüyüş yeterli olacaktır. Koşmak veya ağır efor sarf edilecek egzersizler yapılmasına gerek yok. Orta tempoda yürüyüşler, aynı zamanda ruhsal yönden de bir rahatlama sağlıyor.


-Diyet başlangıçta neleri içeriyor?


Başlangıçta ortalama üç hafta boyunca tamamen doğal; salam, sosis gibi şarküteri ürünleri ve katkı maddeleri içeren yiyeceklerden uzak bir diyet uygulanıyor. Burada hastayı yağlardan arındırmak amaçlanıyor .Bu nedenle listede yağ, hiç yer almıyor. Hatta yağlı kremlerin de kür boyunca kullanılması önerilmiyor. Vücuttaki yağlar çözülmeye başladığı için ekstra yağla bu süreci yavaşlatmamak gerekiyor. Hastalarımız daha sonraki günlerde kalori hesabına göre beslenmeye başladıklarında düşük yağ miktarı ile beslenebiliyorlar.


-Beta HcG, ne kadar kilo kaybı sağlıyor?


Eğer programa birebir uyulursa, total vücut ağırlığının yüzde 10'u ortalama bir ay, 40 gün içerisinde yağ olarak veriliyor. Kas, kemik kaybı olmadan, ödem varsa vücuttan ödem de atılarak bu miktarda bir kayıp sağlanıyor.


-"Diyet yapsam zaten zayıflarım, Beta HcG'ye ne gerek var?"


Eğer ben aynı diyeti yapayım ama Beta HcG kullanmayayım derseniz sarkma olur. Çünkü sadece yağ kaybetmezsiniz böyle bir diyetle. Ayrıca destek almadan diyet yaptığınızda sinirlilik, açlığa dayanamama, bitkinlik, yorgunluk, iş performansınızda düşme yaşayabilirsiniz. Ama Beta HcG ile iştah merkezinizle birlikte tüm vücudunuzdaki kusursuz bir işleyiş ve uyum sağlanıyor.


-Programa başlayan tansiyon, diyabet gibi hastalıkları olan ve ilaç kullanan hastaların durumunda zaman içinde ne gibi değişiklikler görülüyor?


Bu hastaların bir süre sonra çoğunlukla tansiyon ilaçları kesiliyor. Diyabetin tedavisinde de kilo vermenin çok olumlu katkıları var. Örneğin vücutta yüzde 10'luk bir kilo kaybı, insülin ihtiyacını yüzde 25 oranında azaltıyor.


YAN ETKİ GÖRÜLMÜYOR


-Beta HcG'nin herhangi bir yan etkisi görülebilir mi, sağlığa zarar verir mi?


Hiçbir yan etkisi yok. Kullanılan Beta HcG hormonu miktarı ile ilgili şunları söyleyebilirim: Bir kür iki ay sürer. İki ay içerisinde toplam kullandığımız Beta HcG miktarı yaklaşık olarak 6000-7000 ünite civarındadır. Hamile bir annenin kanında bu hormon, 2-5'inci aylar arasında 2 milyon üniteye kadar çıkabiliyor. Ortalaması da 800-850 bin ünite. Bu miktardaki Beta HcG'nin bebeğe de zararı yok, anneye de. Ayrıca kısırlık tedavisinde veya inmemiş testis tedavisinde bu hormon haftada 10 bin ünite uygulanıyor. Yine hiçbir zararı yok.
Ayrıca Beta HcG cinsiyetsiz bir hormon. Bu nedenle erkek veya kadına bir zararı yok. Örneğin bir erkeğe östrojen verirsiniz, göğüsler büyür, birtakım davranış değişiklikleri gösterir. Kadına testosteron hormonu verirsiniz, sakallanma ve davranış değişiklikleri görülür. Beta HcG bu tür bir hormon değil. Amerikan İlaç Dairesi FDA'dan onaylı, çok rahat kullanılabilecek tamamen sorunsuz bir ürün. Kişiler, bir başka insanın vücudundan alındığı herhangi bir hastalık geçer mi diye düşünmesinler. Çünkü kristalleştirilirken bırakın başka hastalık geçmesini, o insana ait herhangi bir sıvı da kalmıyor orada. Sadece hormonun kimyasal yapısı alınıyor.


-Hormon kullanımı "Kanser olur muyum?" sorusunu akla getiriyor...


Gerçekten de hormon denince insanlar kanser olur muyum diyor ama tam tersine Beta HcG insanları genital kanserlerden ve meme kanserinden koruyor. Çünkü biliniyor ki hamilelik sayısı ve emzirme süresi arttıkça örneğin meme kanseri ve rahim kanseri oranı düşüyor.
Eğer kanser yapsaydı, başından gebelik öyküsü geçmiş bütün kadınlarımızın çoktan kanser olması gerekirdi. Beta HcG olumlu pek çok etkisinin yanı sıra kanser yapmak bir yana, tam tersine bu ihtimali azaltan bir uygulamadır.


8 HAFTA BOYUNCA
Viyana Üniversitesi'nden Dr. Erich Müller'in Beta HcG'nin kilo vermedeki etkileri ve sonuçları üzerine 2000'den fazla hasta ile yaptığı çalışmada ilginç bilgiler yer alıyor:
Beta HcG ile kilo verme programına başlayan kişiler, günde ortalama 500 kalori almalarına karşın açlık hissi yaşamıyorlar. Sorunlu bölgelerde birikmiş yağların erimesiyle vücut sarkmadan biçimleniyor. Hormon etkisi ile güçlü ve enerjik hisseden katılımcılar, diyetlerde sıkça karşılaşılan yorgunluk hissi ve psikolojik gerginlik yaşamıyorlar. Program boyunca her tür besin, miktarını ciddi oranda azaltmak şartıyla serbest.


Dünyadaki uygulamalarda, Beta HcG destekli kilo verme programlarında besin alımının günlük 500 kaloriyi geçmemesi öneriliyor. Ancak Dr. Ahmet Refik Sayman, ülkemiz insanının beslenme alışkanlıklarına göre bu kalori miktarını bir miktar artırdıklarını söylüyor. Sekiz haftalık kür boyunca, baldır veya göbek çevresinden insülin iğnesi ile verilen Beta HcG hormonu, ilk üç gün içinde iştahta azalma gibi olumlu etkilerini göstermeye başlıyor. Hasta hormon iğnelerini dilerse termos içinde evine götürüp önerilen sıklıkta kendisi uyguluyor, dilerse bunun için bir sağlık profesyonelinden yardım alıyor.


DAHA GENÇ BİR GÖRÜNÜM


"Hormonal kilo azaltımı, vücudun neresine saldırıyor?" Dr. Erich Müller'in çalışmasında bu sorunun yanıtı şöyle veriliyor: "Geleneksel zayıflama kürlerinde, sadece normal yağ rezervlerine saldırılırken ve hastalar deri altı yağ dokusunun kaybından dolayı yaşlanmış ve yorgun gözükürken, Beta HcG küründe normal olmayan depo yağlar eritiliyor ve bu yağlar kana besin kaynağı olarak aktarılıyor. Kalça, göbek, popo ve baldır bölgesindeki fazla yağlar azaltılıyor ve fazla kiloların boyutundan ve yaştan bağımsız olarak vücut şeklinin normalleşmesi sağlanıyor. Bir yandan da cilt altı dokularının boşaltılmış olan normal yağ depoları da tekrar doluyor ve böylece hastalar daha genç ve zinde görünüyor."

KAŞ ARASI DOLGU | Dr. Mehmet CAK

   

KAŞ ARASI DOLGU | Dr. Mehmet CAK


ALIN BOTOKSU | Dr. Mehmet CAK

 


Somon DNA Aşısı (Pi System)


Pi System Protokolleri





Deri yaşlanması içsel ve dışsal faktörlere bağlı ortaya çıkar. İçsel yaşlanma genetik özelliklere bağlıdır. Kollajen yapımı azalır, derinin elastikiyeti bozulur. Sonuçta ince kırışıklıklar, deri altı yağ dokusunda azalma, buna bağlı yanakların çökmesi, boyunda sarkma gözlenir. Deri incelir, kurur ve kaşınır. Saçlar beyazlamaya başlar, istenmeyen bölgelerde kıllanma artışı ortaya çıkabilir. Bu olayların hızını ve zamanını genlerimiz kontrol eder ancak dış etkenleri bizler kontrol altına alarak yaşlanmayı geciktirebiliriz. Son yıllarda yaygın kullanılan kozmetik girişimler ile de ortaya çıkmış olan etkiler önemli ölçüde geriye alınabilir.
Dışsal yaşlanmada en önemli unsur aşırı güneş ışınlarına maruz kalmaktır. Epidermis ve dermise etki ile en çok UVB, birikici etki ile UVA ışınları deri hasarından sorumludur. Sonuçta sarı, kuru ve pürüzlü bir deri görünümü ortaya çıkar. Damarlanma artmıştır, koyu renkli lekeler oluşur. Bronzlaşma bağımlılığı olanlar, bahçe işçileri, çiftçiler başta olmak üzere dış ortamda çalışanlar aşırı güneş ışınlarına maruz kalırlar.
Güneş ışınları dışında sigara, çevresel kirlilik, sağlıksız beslenme, uykusuzluk, diğer iç organ hastalıkları, deri bakımının ihmal edilmesi, uyku pozisyonu, mimikler de deri yaşlanmasına katkıda bulunur.


Yaşlanma deride diğer organlara göre çok daha rahat gözlenir. Kırışıklık artışı ve sarkma ilk belirtilerdir. Yaş ile birlikte derinin en yüzeysel tabakası incelir, pigment içeren hücreler azalır, güneşe bağlı lekeler ve pürüzleşmeler artar. Derinin elastikiyeti azalır, damarlar hassas hale gelir ve kolay morarır.


Cilt yaşlanmasıyla mücadele etmek yaşlanma belirtileri ortaya çıktığı andan itibaren zorlaşmaya başlayacaktır. Bu süreci kontrol altına almak için belirtiler meydana gelmeden önce harekete geçmek gerekmektedir. Pi System tedavisi tam da bu ihtiyaçlara yönelik bir tedavi alanı sunmaktadır. Cildin yaşlanmasını sağlayan etmenleri etkisiz hale getirip cildi kuvvetlendiren bu yöntemle cildin sağlıklı ve aydınlık bir forma kavuşması sağlanır.


Pİ System Hangi Protokolleri Sunar?
Somon DNA Aşısı Pİ System, cildin yaşlanma süresin boyunca etkilenen her alanında kullanıma uygundur. Yüz uygulamasından itibaren vücudu saran cildin tamamında kullanılmaktadır. Cildin zaman içinde karşı karşıya kaldığı değişikliklere bağlı olarak ihtiyaca yönelik kullanımlar sunmaktadır. Pi System’in sunduğu protokoller aşağıdaki şekildedir.


- Yüz Gençleştirme
- El Gençleştirme
- Dekolte/Boyun Yenileme
- Dudak Yenileme
- Akne Skarları Tedavisi
- Çatlak Tedavisi
- İç Kol/ Diz Tedavileri
- Göz Altı Yapılandırma
- Hormonal Saç Dökülmesi Tedavisi


Yüz Gençleştirme
Özellikle bilinmesi gereken en önemli konu sistemde kullanılacak olan ürünlerdir. Her protokol farklı bir kullanım sunmaktadır. En yaygın olarak kullanılan yüz gençleştirme protokolü etkin sonuç için 4 seans yapılmalıdır. Tedavi somon DNA molekülleri içeren Plinest ürünü ile başlayıp, sırasıyla hyaluronik asit içeren İalest ve Plinest ile devam etmelidir. Tedavi aralığı 15 gündür. Genç ciltler için 3 seans yapılması uygundur. Genç ciltler için ise somon DNA molekülü içeren ürünün Plinest fast olması önerilir.


Göz Altı Yapılandırma
Plinest fast ürünü göz altı yapılandırmada kullanılır. Bu protokolde sadece Plinest fast yani somon DNA molekülü kullanmak yeterlidir. 3 seans olarak uygulanması önerilen bu protokolde gözaltındaki koyu halkalar ve şişlikler tedavi edilir, göz çevresi yaşlanma belirtilerine karşı korunaklı hale getirilir ve ince çizgiler açılır. Göz çevresinde aydınlanma sağlanır.


El Gençleştirme
Eller de yaşlanmayı ortaya çıkarak bir diğer bölgedir. El gençleştirmede 3 seans yapılır. El gençleştirmede de kombine bir tedavi uygulanır. Tedavi somon DNA molekülleri Plinest ürünü ile başlar, sonrasında hyaluronik asit içeren İalest uygulanır ve tedavinin son seansında yine Plinest uygulanır. El yüzeyindeki yaşlanma izleri bu sayede tedavi edilir.


Dudak Yenileme
Dudağın aşırı nem kaybetmesi sonucu ortaya çıkan bu durum 3 seanslık hyaluronik asit yani İalest ürünü uygulanması sonucu tedavi edilir. Tedavi sonrası dudağın nem dengesi düzene girer ve nem kaybı önlenir.


Akne Skarları/ Çatlak / İç Kol & Diz Yapılandırma
Bu sorunlar deride meydana gelen deformasyonlar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple tedavide onarıcı bir bakım uygulanır. Tedavi 8 seans sürer ve sadece somon DNA molekülü içeren Plinest body ürünü kullanılır.


Hormonal Saç Dökülmesi Tedavisi
En çok tercih edilen uygulamalar arasında olması şüphesiz ki sorunu bir çok kişinin sıkça karşılaşmasından kaynaklanmaktadır. Tedavi 10 seans sürmektedir ve sadece somon DNA molekülü içeren Plinest ürünü ile yapılmaktadır. Sonuçları yine diğer tedavilerde de olduğu gibi memnun edicidir. Tedaviye başlandığı ilk seanstan itibaren etkileri hissedilir ve kademeli olarak artar.


Somon DNA Aşısı adı altında farklı bir ürün veya tedavi yöntemi kullanmaya çalışmak isteyen kliniklerde istenmeyen sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. Bu ürün veya işlemlerde tedavi etkinliğini sizi memnun etmeyebilir ya da ürünler cildinizde alerjik etki yaratabilir. Bu sebeple kullanılan sistemin Pİ System olup olmadığını mutlaka öğrenin!